İklim krizi ve kuraklık: Van Gölü zemin kaybediyor
Küresel ısınmanın neden olduğu iklim değişikliği, dünyanın en büyük sodalı gölü ve Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nü tehdit etmeye devam ediyor. Türkiye’nin doğusundaki Van Gölü Havzası’nda kirlilik, kuraklık, sıcaklıklar, yağış eksikliği ve buharlaşma alarm seviyelerine ulaştı. Bahar yağmurları ile birlikte göl biraz daha güzelleşirken, sıcak hava dalgasıyla birlikte bir geri çekilme yaşanıyor.
Uzmanlar tarafından yapılan analizlerde havzanın giderek kuruduğu, düşen yağışların hızla buharlaştığı ve Van Gölü’nün küçüldüğü yönünde tespitler var. Yağışların büyük ölçüde azaldığı son üç yılda sıcak ve kurak bir dönem yaşayan Van Gölü Havzası, yüzde 15-20 oranında azalmasına rağmen bu yıl ilkbaharda yağış aldı. Havzaya olumlu yansıyan yağışların ardından yaz döneminde buharlaşma yoğunluğu arttı.
“Van Gölü alan kaybetmeye devam edecek”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, uzun yıllardır küresel iklim krizi üzerine çalışıyor. Bölgedeki sıcaklık ve iklim değişikliklerini adım adım izleyen Alaaeddinoğlu’na göre Van Gölü Havzası’ndaki suların çekilmesinin nedeni yağışın az olması değil, buharlaşmanın şiddeti. Alaeddinoğlu, havzadaki sıcaklığın dünyadaki trendlere göre reel olarak arttığına işaret ederek, bu yükselişin devam edeceğine inanıyor. Türkiye’nin büyük bir bölümünde ve dünyada sıcaklık artışının devam edeceğini belirten Alaeddinoğlu, Van Gölü’ndeki iyileşmelerin bir daha görülmeyeceğine inanıyor:
“Geri çekilme devam edecek. Küçük, kısmi toparlanma ile aslında geçmişe dönüş değil. Sadece geçen yılın sonbahar aylarında yaşanan bu geri çekilmede bir miktar iyileşme var. Sıcaklıktaki bu yüksek trend devam ederse göreceğiz. yine aynı tablo.Yani geri çekilme her yıl biraz daha ilerleyerek devam edecek.Yani ne yazık ki Van Gölü alan kaybetmeye devam edecek.”
Bendi Mahi Deresi tarihinde ilk kez tamamen kurudu.
Küresel ısınmanın bölgede yaşamı tehdit ettiği tek yer Van Gölü değil. Van Gölü havzasındaki irili ufaklı onlarca göl ve dere de kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Hatta Van Gölü’nü besleyen 101 nehirden bazıları çoktan kurudu. Havzadaki Akgöl, Keşiş Gölü ve Değirmi Gölü yok olma noktasına gelirken, Van Gölü’nü besleyen birçok dere ya tamamen kurudu ya da önemli su kaybı yaşandı.
O derelerden biri de Bendi Mahi Deresi. Van Gölü’nü besleyen en büyük akarsu olan Bendi Mahi Çayı bu yıl kurudu. Yöre halkı Bendi Mahi Deresi’nin tarihinde ilk kez tamamen kuruduğuna tanık olduklarını söylüyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su İşleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü Havzası’ndaki su kaynaklarını yakından takip eden bir kişidir. Uzun yıllardır bölgedeki su aktivitesini takip eden Dr. Akkuş, bölgenin tarihinin kuraklıklarla dolu olduğunu belirtiyor. Kapalı havza konumunda olan Van Gölü Havzası’na dışarıdan su girişi olmadığına dikkat çeken Akkuş’a göre, yağış oranlarında son 60-70 yılda bile ciddi düşüş var. Kışın yağış azlığı, yazın ise çok fazla buharlaşma nedeniyle Van Gölü’nün 3-4 kat daha fazla su kaybettiğini düşünün. Akkuş, su yönetimine dikkat çekiyor:
“Etkin bir su yönetimimiz yok. Van Gölü kenarındaki akarsuların çevresinde ekili alan her yıl artıyor. Yani suya olan ihtiyaç her yıl artıyor. Ancak su her yıl azalıyor. Diğer yandan ısrarla çalışıyoruz. şeker pancarı ve yonca ekin.Bu durum devam ederse çok sayıda nehir Van Gölü’ne ulaşamayacak.Van Gölü’nün en önemli kaynağı olan 60-70 kilometre uzunluğundaki Bendi Mahi Çayı çarpıcı bir örnek.DSİ’nin sulama düzenleyicisi Gölün 23. kilometresinde yer alan , tüm kapaklarını kapattı.Dere yatağındaki tüm suyu sulamaya verdi.Düşünmezseniz etkin bir su yönetiminden bahsetmek ne yazık ki mümkün değil.”
“Küresel ısınma artarak devam edecek”
Van Gölü Havzası yaklaşık 15 -16 bin kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. Ortasında Van Gölü’nün bulunduğu havza dışında 21 alt havza daha bulunmaktadır. Van Gölü’nün oluşumunun 800.000 yıl öncesine dayandığı tahmin edilmektedir.
Uzmanlar, çok sayıda sulak alan ve gölün bulunduğu havzanın tamamında yağış eksikliğinin devam ettiğini belirtiyor. Havzadaki ekosistemlerin her birinin kendine has dinamikleri olduğunu belirten Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu’na göre Van Gölü şanslı çünkü geçmişte kar şeklinde yağan yağışlar, son yıllarda yağmura dönüştü. Çünkü yağmura dönüşen yağış, eğim doğrultusunda Van Gölü’nü doğrudan besliyor. prof. Alaeddinoğlu, en şanslı konumda olan Van Gölü’nün bile alan kaybettiği düşünüldüğünde korkulması gerektiğini belirtiyor:
“Van Gölü 3 bin 700 kilometrekare ve en derin noktası 400 metre derinliğinde. Bu çok büyük bir su kütlesi demek. Ancak küresel ısınma artarak devam edecek. Van Gölü alan kaybedecek. Özellikle derelerin göle döküldüğü yerlerde geri çekilin.” çok daha hızlı eli kulağında. Zamanla farkedilir hale gelecek. İnsanlar her yıl belki yüzlerce metre toprak kazanmış olacak. Korkunç bir tablo.”
“Van Gölü’ndeki asıl tehlike kirlilik”
Yüksek dağlarla çevrili bir havzada yer alan Van Gölü’nü tehdit eden tek şey yağışlardaki azalma ve buharlaşma değil. Van Gölü de aynı zamanda önemli bir kirlilikle karşı karşıyadır. Bu durumun bölgedeki doğal yaşam üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Suyun metrelerce çekildiği gölde, akarsuların taşıdığı çöpler ve yerleşim yerlerinden arıtılmadan bırakılan atık sular doğal yaşamı ve ekosistemi tehdit ediyor. Uzmanlar, Van Gölü için asıl tehlikenin durgunluk ve yükselme değil kirlilik olduğu görüşünde. Dr. Mustafa Akkuş, asıl tehlikenin Van Gölü çevresinde çalışmayan arıtma tesisleri olduğunu söylüyor:
“Van Gölü çevresinde yaşayan bir milyonu aşkın insanın tüm atıkları Van Gölü’ne gidiyor. Kirliliğin her damlası Van Gölü’nde kalıyor. Her göl gelen kirliliği bariz bir şekilde emebiliyor. Van Gölü için bu sınırı aştık. Bu kez Van Gölü’ne “Kirli suyun bir damlası bile göl için çok fazla. Artık hazmetme kapasitesi dediğimiz sınırın çok ötesindeyiz. Belediyelerin arıtma tesislerini tam kapasite ile çalıştırması gerekiyor. Belediyeler ekstra maliyetten dolayı arıtma tesisini işletmek istemiyor. Asıl tehlike Van Gölü çevresindeki arıtma tesislerinin çalışmamasıdır.”
“Ekolojik sıkıntılar ekonomik sıkıntılara dönüşüyor”
Van Gölü ve çevresindeki doğal alanlar aynı anda binlerce insanın geçim kaynağıdır. Bölgede tarım ve hayvancılığın yanı sıra Van Gölü’ne dökülen dereler, bölgede 20 binden fazla insanın geçim kaynağı olan İnci Kefali’ne de ev sahipliği yapıyor. Van Gölü ise bölgedeki diğer yerlere göre daha serin havası ve doğal güzellikleri ile değerli bir turizm merkezidir. Uzmanlar ise bölgenin kendi özelliklerini kaybetmesiyle ekonomik bir şokun ve önemli bir göçün başlamasından endişe ediyor.
Dr. Mustafa Akkuş, yaz aylarında nehirlerde su olmazsa İnci Kefali’nin geleceğinin söylenemeyeceğini söylüyor. “Ekolojik sorunlar bir süre sonra ekonomik sorunlara dönüşüyor” diyen Akkuş’a göre süreç yönetilemezse bir anda binlerce işsizle karşı karşıya kalabiliriz:
“Riskin boyutu geçti. Şu anda bir krizle karşı karşıyayız. Her yıl kartopu gibi büyüyen bir kriz üzerimize doğru geliyor. Bir karar vermemiz gerekiyor. Ya radikal bir değişime gideceğiz ya da göreceğiz.” Binlerce işsiz, İstanbul ve Kocaeli gibi binlerce insan zaten aşırı nüfuslu, “İnsanların kendilerini geride bırakan illere göç ettiğine şahit olacağız. Bu kriz büyümeden müdahale edebilirsek, bu bize daha fazla sorun çıkarmaz.”
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebiliriz?